Kayıtlar

Bi sende mi var?

Çaresizce veya umarsızca bir söylem. "Bir sen mi yaşıyorsun?" Bu şu demek aslında "Sana verebileceğim iyi bir şeyim yok ve bu halina katlanamıyorum. Fazlalık yapma". Bir insanın hayatıyla alakalı hayal kırıklığına uğraması ve bunu büyücek yaşaması çok göze batıyor. Ben yaşarken hiç batmıyor, çok haklı buluyorum modumun düşüşünü. Çünkü, beklentim az ve özken. O azı da ellerimden yitirmek dımdızlak kalmak oluyor. Demek ki hayattan kocaman uzun liste halinde birşeyler beklemeliymişim ki, biri olmazsa diğeri olur. Demek ki böyle. 

Çaresizlik

 Allah kimseyi, sabahın 5'inde kimsenin okumadığı bir blogda dertleşecek kadar çaresiz ve yalnız bırakmasın. Ağrılarım çok. Bu akşam kalçamda oluşan ağrıdan resmen ağladım. Dizlerim yetmiyormuştu gibi kalçam başladı. Doktorlar inatla iyi olduğumu söyleyedursun benim durumum kötüye doğru gitmeye devsm ediyor. Çok korkuyorum. Korkunun başa geleceğe elbet faydası yok. En çok çocuğum için endişeliyim. Onunla nasıl ilgileneceğim? Ne yapacağım hiç bilmiyorum. Bütün hayallerim yıkılmış durumda. Hevesle beklediğim hiç birşey yok. Mevcut rahatsız halimle de kimsenin umrumda değilim. Bu berbat halde bir başıma kıvranıyorum. Çaresizlik insanı oyan bir şey.

Uyku

 Yine sabah oldu. Yine defalarca uykumun bölündüğü bir gece. Hee uykum bölündüğünde gerçekliğe jet hızıyla dönüş yapmak zorunda mıyım? O gözümü açtığım minicik dakikalar içerisinde canımı yakan hangi gerçek varsa başıma üşüşmek zorundalar mı? Uykuda zaten ziyaret ediyorlar. Yakamı bırakmamacasına, bu ne hırs! Bir çarpıntı, bir kaygı, hayal kırıklıklarımın hepsini hatırlatan bir yas hali. İşim zor ve bu kutuda yalnızım. 

"Rağmen" iyi hissetmek

 Bir süredir başaramadığım. İyi hissetmek için sebeplere ve tam bir fiziksel ve iç rahatlığına ihtiyaç duyuyorum. Sağlık v.b. konularda ciddi birşeyler yaşıyorsam buna "rağmen" iyi hissetmeyi başaramıyorum. İç dengem bozuluyor, bir yanım hissizleşirken bir yanım aşırı hassaslaşıyor. Kaygılı ve korkulu bir hal alıyorum. Bir şeylerin kötü gittiğini görürken boşa sallanan 'iyi olacaksın' rahatlatma çabaları ise hiç mi hiç iyi gelmiyor. Bu sebeple çevremdekileri anlatma ile daraltırken ileri gittiğimi görüp, isterse herkes okusun, saklayacak birşeyim yok diyerek buraya yazmaya başladım. Hoş, burada da kim gelip okuyacak zaten. Ama bu, benim bir imdat çığlığım olarak burada dursun. Kaygı ve korku doluyum, bu da beni kitliyor..

Anlatmak iyi mi?

İçinde tutma, tuttukça içten içe seni kemirir. Anlat rahatlarsın, bak inanki içine atma. Bilmemkimin bilmemnesi öyle içine ata ata kendi kendine konuşmaya başladı. Sen öyle yapma.  Yok ya!  Yoookkk yaaaaa! Yapma yaaa! Kimse bana içine atma demedi zaten. Çok konuşma dedi mesela. Çok konuştuğun için seninle arkadaş olmak istemiyorlar da duyduklarımdan. İçimde istesem de tutamazdım. İçimde tutamayacak kadar duyulmaya aç, anlatacak birilerini zor bulacak kadar da kaçılasıydım.  Bir ara doktorlara anlatayım dedim, onlar ds dinlemek yerine ilaçla uyuş dedi. Uyuş da yumuş yumuş ol. Düşünemeyecek üzülemeyecek kadar yumuşuk bir uyuşuklukla belamı buldum. Sonra kendi kendime iyi gelmeyi öğrenmeye çalıştım. Baya tırnaklarımla kazıyıp, böyle bildiğin uğraşa didine tutundum ben hayata.  Tuttuğum dal bu sene elimde kaldı. Şimdi boşlukta düşecek yerimi arıyorum. Yerle temasımdaki kopacak hengamede yalnız kalmamak istedim. Burdayım.